Ne tuhaftır ki dünya ansız çekim gitme haline geldi. Belki de öyleydi ben farkında değildim ya da biz farkında değildik. Dün sokakta gördüğünüz, telefonda konuştuğunuz kişiler bir sihirle yok olup gitmişler. Sanki arkanızı dönmüş ya da göz kapaklarınızı kapamışsınız, lakin onları tekrar görememişsiniz.
Bu filmi izledikten sonra daha doğrusu filmde geçen asıl hikayeyi duyduktan sonra ansız gelen gökyüzüne uçuşlar bana bu satırları hatırlatıyor.
"Ertelemek sanki yarınınızdan eminsiniz gibi verdiğiniz o karar. Kafanda bir şey varsa bugün yapmalısın. O gün yapmalıydım. Bildiğim bir şey var ki onu bulduğumda bir an bile ertelemeyeceğim.
Hep sonraya ertelemek hep bir sonrakine yarının ne getireceğini bilmeden bir daha bu duyguyu yaşayıp yaşayamayacağını bilmeden. Hangi sonraya sonra diye bir şey yok. Bu gün var belki yarın yok...
Eğer kafanızda birilerine söylemek istediğinz birşeyler varsa bunu ertelemeyin. Bunu hemen yapın. Çünki yarının sizlere neler getireceği belli değil. Hayatınızı bir pişmanlık üzerine kurmayın..."
Söylemeli insan kaçınmadan, esirgemeden diyeceklerini, geciktirmemeli öbür yana varmadan burada söylenmesi gerekenleri...
Metnin Tamamı
"Onun pahasına bugüne kadar yaşadıklarımı çabalarımı silmek
istediğim hayatta geri dönmek istediğim tek andan başlatmak istiyorum her şeyi.
Orada o kararı vermemiş, verememiş olmanın pişmanlığını ömrüm boyunca yaşadım
belki de ve bütün bu olanlardan yıllar sonra içime bir yumruk gibi oturan ve
bunu yazmama neden olan şey, yaşadığım o ülkede bir doktorun gözlerimin içine
baka baka bir başka dilde hayatımın sonlanmak üzere olduğunu söylemesiydi. Evet,
yola çıkışımın sebebi doktorumun her günümü son günüm gibi yaşamamı istemesiydi
benden. Tatile çık dedi bana o adam. Tatil, dünya turu, görmediğim yerleri
görmek hiçbiri değil dünyayla vedalaşırken görmek istediğim en önemli hesabım
(sevimi). Hayatım boyunca hiç kimseyi sevmediğim kadar sevdiğim o kadını bulup
ona sevdiğimi söylemekti. Ona o gün söyleyemediğim her şeyi içimde büyüyen o
yumruğu anlatmaktı. Belki son anımda ona sarılmak ama artık bu son durak
biliyorum. Hazır olacam ve karşısına çıkacam. Hayatım boyunca ona gitmeyişimin
sebebi küçük garantilerimi kaybetmemekti belki. Oysa o kararı verseydim ona
daha önce sağlığımda gitseydim belki de bütün ömrümce çektiğimden çok daha az
acı çekerdim. Oysa hepsinin ötesindeki en büyük hatam kafamda bitirdiğim ve bir
gün mutlaka söyleyecem dediğim şeyi ertelemekti. Ertelemek sanki yarınınızdan
eminsiniz gibi verdiğiniz o karar. Kafanda bir şey varsa bugün yapmalısın. O
gün yapmalıydım. Bildiğim bir şey var ki onu bulduğumda bir an bile ertelemeyecem.
Hep sonraya ertelemek hep bir sonrakine yarının ne getireceğini bilmeden bir daha bu duyguyu yaşayıp yaşayamayacağını bilmeden. Hangi sonraya sonra diye bir şey yok. Bu gün var belki yarın yok...
Eğer kafanızda birilerine söylemek istediğiniz bir şeyler varsa bunu ertelemeyin. Bunu hemen yapın. Çünki yarının sizlere neler getireceği belli değil. Hayatınızı bir pişmanlık üzerine kurmayın..."
Hep sonraya ertelemek hep bir sonrakine yarının ne getireceğini bilmeden bir daha bu duyguyu yaşayıp yaşayamayacağını bilmeden. Hangi sonraya sonra diye bir şey yok. Bu gün var belki yarın yok...
Eğer kafanızda birilerine söylemek istediğiniz bir şeyler varsa bunu ertelemeyin. Bunu hemen yapın. Çünki yarının sizlere neler getireceği belli değil. Hayatınızı bir pişmanlık üzerine kurmayın..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder