Ölüm, ensemde gibi geliyor bazen, öyle de değil mi zaten? Kim
biliyor ki şuandan az ötesini, kim görebiliyor ki geleceği? Her yarının bir
ayrılık olduğu gerçeğini unutarak, söz veriyoruz hayata dair.
Ölüm de zor olan, bu renkli dünyadan gitmek değildir bence,
arkanda bırakacakların varsa eğer onları derinden üzmektir ve üzüleceklerini
bilmektir. Hangi (para, ev, araba, yat, gökyüzü, güneş, ay, ağaç, hayvan)
ağlayacaktır senin arkandan bir insanın gözyaşı kadar?
Zor olan bu bence,
arkada gözyaşı bırakmak. Kim ister ki ana-babasının, evladının, kardeşinin,
dostunun, arkadaşının gözünde onun sebebiyle gözyaşı görmeyi? Kim ister ki
yürekleri yanık bırakmayı, uykuları harap etmeyi, göz pınarlarını kurutmayı… ?
Ölüm bundan zor gelir bana. Yoksa ne yeşil yeryüzü ne de mavi
gökyüzü aşktır bana. Harikalar diyarı da olsa dünya bir ruh bir bedeniz burada.
Ola ki er giderse bu bedenim, çok ağlayıp üzmeyin beni.
Aslında hep görmek istemişimdir, ben gittiğimde arkamdan
üzülenleri, ağlayanları. Hep merak etmişimdir kaç kişiyi üzebilecek kadar yer
ettiğimi. Söylediklerimle biraz çelişiyor biliyorum ama merak ediyorum işte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder