27 Ekim 2011 Perşembe

Ölüm


Ölüm, ensemde gibi geliyor bazen, öyle de değil mi zaten? Kim biliyor ki şuandan az ötesini, kim görebiliyor ki geleceği? Her yarının bir ayrılık olduğu gerçeğini unutarak, söz veriyoruz hayata dair.

Ölüm de zor olan, bu renkli dünyadan gitmek değildir bence, arkanda bırakacakların varsa eğer onları derinden üzmektir ve üzüleceklerini bilmektir. Hangi (para, ev, araba, yat, gökyüzü, güneş, ay, ağaç, hayvan) ağlayacaktır senin arkandan bir insanın gözyaşı kadar?

 Zor olan bu bence, arkada gözyaşı bırakmak. Kim ister ki ana-babasının, evladının, kardeşinin, dostunun, arkadaşının gözünde onun sebebiyle gözyaşı görmeyi? Kim ister ki yürekleri yanık bırakmayı, uykuları harap etmeyi, göz pınarlarını kurutmayı… ?

Ölüm bundan zor gelir bana. Yoksa ne yeşil yeryüzü ne de mavi gökyüzü aşktır bana. Harikalar diyarı da olsa dünya bir ruh bir bedeniz burada. Ola ki er giderse bu bedenim, çok ağlayıp üzmeyin beni.

Aslında hep görmek istemişimdir, ben gittiğimde arkamdan üzülenleri, ağlayanları. Hep merak etmişimdir kaç kişiyi üzebilecek kadar yer ettiğimi. Söylediklerimle biraz çelişiyor biliyorum ama merak ediyorum işte.

 27.10.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder